İlk Türk astronot Alper Gezeravcı ve misyonda yer alan diğer 3 astronotu taşıyan kapsül bugün saat 13.47 sıralarında Uluslararası Uzay İstasyonu’na kenetlendi.
UZAY İSTASYONU’NDAN TÜRKÇE MESAJ
Türkiye’nin ilk uzay yolcusu Alper Gezeravcı’nın da içinde bulunduğu Dragon uzay aracındaki mürettebat, Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan Dünya’ya seslendi. Alper Gezeravcı, “Ben de öncelikle misafirperverliğiniz için çok teşekkür ederim. Bizi aslında kapıda bekliyorlardı. Çok güzel bir karşılama oldu bizim için. Ben herkese teşekkür etmek isterim. Son 8 aydır devam eden eğitimler için de tüm ortaklarımıza bu güvenli yolculuk için teşekkür ederiz. Türkiye olarak tarihimizde ilk defa uzaya çıktık. Bilim ve araştırma çalışmalarına katkıda bulunmayı sabırsızlıkla bekliyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına, bu vatan için canını veren tüm şehitlerimize, buraya adım atmamızı sağlayan güçlü iradesiyle devletimize ve bu imkanları bize sağlayan milletimize şükranlarımı sunuyorum. İstikbal göklerdedir!” dedi.
14 GÜN BOYUNCA NELER YAPACAK?
Harvard Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Furkan Burak, Türkiye’nin uzay yolcuğu kapsamında Alper Gezeravcı’nın uzayda yapacağı deneylere ilişkin, “Bundan sonraki kısım tamamen bilimsel deneylere odaklı. Uzayda yapılan çalışmaların çok büyük önemi var. Daha önce yapılan çalışmalardan bahsedeceğim daha sonra Alper Bey’in yapacağı çalışmalar geleceğim. Uzay araştırma programıyla yapılan araştırmalar insanlara bu zamana kadar da çok büyük katkılar sağladı. Biraz daha sadeleştirmemiz gerekirse hem günlük hayatta kullandığımız bir çok malzeme hem modern tıpta kullandığımız bir çok teknik bu uzay araştırmaları sırasında keşfedildi. Bir kaç örnek vermem gerekirse; Kızıl ötesi termometreler, kulaktan ateş ölçtüğümüz, tomografi cihazı, bu uzay araştırmaları sırasında geliştirildi. Bununla beraber afetlerde kullanılan özel termal folyo battaniyeler bu şekilde geliştirildi. Bir çok bebek mamasının uzun süre dayanıklı olması ve teknolojisi uzay programlarıyla geliştirildi. Bununla beraber daha da günlük hayatımızda olan hatta yatak odamızda olan Matrixler hafızalı sünger teknolojileri yine bu programla oluşturuldu.”dedi.
‘BU DENEYLERİN TAMAMIDA BU ÖĞRETİLERE BÜYÜK KATKI SAĞLAYACAK’
Harvard Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Furkan Burak sözlerine şöyle devam etti:
Uzay araştırma programının iki tane amacı var. Biri insanoğlu uzayda yaşamaya talip oldu. Orada topyekün bir yaşam geliştirme amacı var. Buna karşı hazırlanmak gerekiyor. Orada ne tarz koşullar var. Hem insan hem de insanın kullanacağı araçların nasıl hareket ettiğini, nasıl davrandığını bilmemiz gerekiyor. Bu uzayda yapılan deneylerinde ilk başta ve en büyük faydası da bu kısma. Şimdi Alper Bey’in yapacağı 13 tane deney var ve bu deneylerin Türkiye’nin dört bir yanından hazırlanıp gelmesi ve bu zamana kadar seçilmiş tasarlanmış olması çok önemli. Burada önemli bir kaç tanesinden bahsetmek istiyorum zaman açısından ve özellikle de kendi uzmanlığım açısından. İnsan hücrelerinin uzayda nasıl davrandığını bilmek çok önemli ve kemik iliği hücrelerinin farklılaşmamış hücrelerin biz biliyoruz ki bazen bağışıklık sisteminde sorunlar yaratabiliyor ya da kanser hücresinde savaşırken ya da bir enfeksiyon ajanıyla savaşırken nasıl farklılaştığı çok önemli. Şu an deneylerden bir tanesi buna bakacak. Bu bağışıklık hücreleri, uzayda, yer çekimsiz ortamda farklı stres ortamlarında nasıl farklılıklaşıyor bunları öğreneceğiz. Dolayısıyla biz uzayda yaşamaya talip olduysak orada hem insanlara dahil hem organlarına hem de tabiata dahil olabildiğince her şeyi öğrenmek zorundayız. Bu deneylerin tamamıda bu öğretilere büyük katkı sağlayacak. Bununla beraber astronotların kanında meteobolik olarak neler değişiyor. Bunlara bakılacak bu deneylerde bunlar çok önemli. Çünkü insan vücudunun genel verdiği yanıtı kandaki metebolik maddeleri ayrıştırarak öncesinde ve sonrasında bakarak bir buradan bir çok şeyi anlayıp tedavi geliştiriyoruz.